Hastalıklarda Beslenme

Polikistik Over Sendromu ve Beslenme

Polikistik Over Sendromu (PKOS), üreme çağındaki genç kadınlarda en sık görülen endokrin bir bozukluktur. Kadınlarda üreme, hormonal ve metabolik anormalliklere yol açabilmektedir. Örneğin Hipofiz bezinden LH ve FSH Hormonları fazla üretilebilmektedir.

Polikistik Over Sendromu Belirtileri

  • Adet düzensizliği
  • Hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü )
  • Gebe kalamama
  • Obezite (Abdominal Yağlanma)
  • Aşırı Tüylenme
  • Anksiyete
  • Uyku bozukluğu gibi çeşitli semptomlarla kendini gösterebilmektedir.

Polikistik Over Sendromunda organ çevresinde yağ birikimiyle birlikte gelişen insülin direncinin varlığı sebebiyle kilo vermede zorluk çekerler. Bununla birlikte tip 2 diyabet, hipertansiyon, lipid bozuklukları, kardiyovasküler hastalıklar ve meme ve endometrial kanser gibi kronik hastalıklara sebep olabilmektedir. Kilo kaybı ile birlikte yaşam tarzı değişiklikleri , PKOS’lu kadınlarda insülin direnci, ovulasyon fonksiyonu ve hormon fonksiyonlarının iyileştirilmesi için birinci basamak strateji olarak önerilmektedir.

Polikistik Over Sendromunda Nasıl Beslenmeliyiz ?

Düşük doymuş yağlı besinler tüketilmelidir.

İşlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.

Margarin, palm yağı, kuyruk yağı, rafine şeker gibi besinlerden olabildiğince
uzak durulmalıdır

Tam tahıl gibi glisemik indeksi düşük gıdalardan zengin bir şekilde beslenilmelidir.

Meyve, sebze, tam tahıl, kurubaklagil gibi yüksek lifli gıdalardan zengin bir şekilde beslenilmelidir.

Kan şekeri düzeylerini dengede tutabilmek ve ani yeme ataklarını önleyebilmek için az az ve sık sık beslenilmelidir.

Mutlaka düzenli olarak kan tahlillerine baktırılmalıdır. Vitamin mineral düzeyleri bütün hastalıklarda önemli bir ayrıntıdır.

Omega 3 gibi sağlıklı yağlardan zengin bir şekilde beslenilmelidir. Haftada 1-2 gün mutlaka balık tüketilmelidir.

Beslenmenin yanında düzenli egzersiz mutlaka yapılmalıdır.

Yemekler yavaş bir şekilde, çiğneyerek yenmelidir. Hızlı yemek yemek doygunluk sinyallerinin vücuda geç ulaşmasıyla birlikte fazla besin alımına sebep olabilir.

Besinleri hazırlarken kızartma, kavurma gibi işlemler yerine fırın, buğulama gibi
sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılmalıdır.

Hastalıklarda Beslenme

Fibromiyalji Hastalığında Beslenme

Fibromiyalji Nedir ?

Fibromiyalji(FM), derin ve yaygın ağrı, uyku sorunları, bilişsel bozukluk, yorgunluk ve diğer iyi bilinen fonksiyonel semptomlarla karakterize, etiyolojisi bilinmeyen karmaşık bir kronik durumdur. Fibromiyalji hastalığının mitokondriyal ve hipotalamik disfonksiyonundan kaynaklı olduğu düşünülmektedir. FM, genellikle uyku, ruh hali ve bilişsel bozukluklarla ilişkili, kalıcı ve yaygın kas-iskelet ağrısı ile karakterize bir rahatsızlıktır.

Fibromiyalji Semptomları

  • Kas-iskelet ağrısı
  • Kronik yorgunluktur.
  • Dinlendirici olmayan uyku
  • Sabah tutukluğu
  • Depresyon
  • Anksiyete

Fibromiyalji Hastalığında Beslenme Nasıl Olmalıdır ?

  • Yapılan çalışmalarda hastalarda yaşanan kas ağrısı ile magnezyum, selenyum, D ve B grubu vitamin yetersizlikleri ilişkili bulunmuştur. Bu yüzden sık sık kan tahlillerine baktırılmalıdır.
  • Bu hastalıkta tam tahıl ürünleri, kuru baklagiller gibi kompleks karbonhidrat kaynakları tercih edilmelidir. Beyaz ekmek, makarna, pirinç gibi rafine karbonhidrat içeriği fazla olan gıdalardan sakınılmalıdır.
  • Basit şeker tüketimi azaltılmalıdır.
  • Yağsız et tavuk, balık; çökelek ve lor gibi az yağlı peynirler, yağı azaltılmış süt ve yoğurt tercih edilmelidir.
  • Balık yağı, keten tohumu, ceviz, yeşil yapraklı sebzeler omega 3 açısından mutlaka tüketilmelidir.
  • Aşırı kafein ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Soda, meyve suyu içecekleri, buzlu çay gibi şekerli içeceklerden uzak durulmalıdır.
  • İşlenmiş ürünlerden kaçınılmalıdır.
  • Vitamin ve minerallerin yeterliliği önemlidir. Antioksidan içerikli havuç, kayısı, kavun, kabak, mango, koyu yeşil yapraklı sebze, taze sebze ve meyve, yağlı tohumların tüketimi arttırılmalıdır.
  • Vücut ağırlığının fazlalığı da semptomları arttırdığı bilinmektedir.
  • Diyet dışında düzenli egzersiz yapmak , stresi kontrol altına almak ve yeterince uyumak gibi diğer faktörler kas ağrılarını kontrol etmeye yardımcı olabilir .
Hastalıklarda Beslenme

Diyabet Hastalığında Beslenme

Diyabet, pankreastan salgılanarak kan şekerinin kullanımını düzenleyen insülin hormonu salgısının tamamen veya kısmen yetersizliği veya eksikliği sonucu meydana gelen kan şekerinin yükselmesi ile karakterize karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasının bozulmasıdır. Diyabet kalp krizi veya felç geçirme riskini arttırmaktadır ve böbrek, göz ve sinir hasarına yol açabilmektedir.

Tip 1, Tip2 ve gestasyonel diyabet olmak üzere 3 ana diyabet türü vardır.

 Tip 1 diyabet

Yaşamın erken dönemlerinde gelişir. Vücudun bağışıklık sistemi, kan şekerini kontrol etmek için gerekli olan hormon olan insülini yapan pankreastaki hücrelere saldırdığında ortaya çıkar. Bu hastalığın başlangıcı ani gelişir. Diyet, fiziksel aktivite veya ilaçlarla önlenemez ancak kontrol altına alınabilir.

 Tip 2 diyabet

Genellikle aşırı kilo veya fiziksel hareketsizliğin bir sonucu olarak, yaşamın ilerleyen dönemlerinde gelişme eğilimindedir. Diğer risk faktörleri arasında ailede diyabet öyküsü, gestasyonel diyabet öyküsü, bozulmuş glukoz metabolizması, ileri yaş ve fiziksel hareketsizlik sayılabilir. Diyabetli çoğu insanın yaklaşık %95’i tip 2 diyabetlidir.

Gestasyonel diyabet

Bu diyabet formu hamilelik sırasında gelişebilir, ancak genellikle bebek doğduktan sonra geçer. Tip 2 diyabetin daha sonraki gelişimi için bir risk faktörü olarak kabul edilir.

Diyabet tedavi edilebilir mi ?

Hiçbir diyabet genelde tedavi edilebilir olarak kabul edilmez. Diyabetin açabileceği olasılık ve komplikasyonlar en aza indirilmeyi amaçlanır. Sadece son yapılan araştırmalarda kan şekeri düzeyinin ilaca ihtiyaç duymadan yaşam tarzı değişikliği ile normal düzeye dönebildiği gözlenmiştir. Hastalığı yönetmek istiyorsak beslenme ve egzersizi bir arada bulundurmalıyız.

Diyabeti nasıl yönetebiliriz?

Sağlıklı bir kan şekeri seviyesini korumak, diyabeti yönetmenin anahtarıdır. Besleyici yiyecekleri seçmek ve porsiyon kontrolü kan şekeri seviyelerini kontrol etmenize yardımcı olabilir. Sağlıklı bir diyet uygulamak sadece kan şekeri artışlarını kontrol etmenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda vücudunuza uzun ve sağlıklı bir yaşam için ihtiyaç duyduğu enerjiyi verirken kan basıncınızı ve kolesterolünüzü iyileştirecektir. Besleyici seçimler de kilo vermenize yardımcı olacaktır. Ve bir diyetisyen, ihtiyacınız olan besinleri nasıl alacağınızı öğrenmenize yardımcı olabilmektedir. Ayrıca diyabeti yönetmede beslenme kadar egzersizin de önemli olduğunu unutmamalıyız.

Kilo kaybı

Tip 2 diyabette ağırlık kaybı ne kadar fazla ise kan şekerinde düzelmeler de o kadar fazla olmaktadır. Ancak korkmaya gerek yok. Vücut ağırlığının sadece %5’ini kaybetmek bile hastalığı yönetmede önemli bir etkendir.

Diyabet hastalığında nasıl beslenmeliyiz ?

  • 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde beslenilmelidir
  • Şeker, beyaz ekmek, beyaz un, tatlı gibi rafine karbonhidrattan zengin gıdalar yerine tam tahıl, sebze, meyve kurubaklagil gibi lif içeriği yüksek gıdalar tercih edilmelidir.
  • Salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.
  • Günde 1.5-2 Litre mutlaka su tüketilmelidir.
  • Kızartma, kavurma ve yanmış yağlardan uzak durulmalıdır.
  • Çoğu kişide diyabet ve yüksek kan basıncı birlikte bulunabileceğinden, ve diyabetin hipertansiyon riskini arttırdığından dolayı tuz tüketimi azaltılmalıdır ve gerektiğinde kesilmelidir.
  • Mısır, patates gibi sebzelerin nişasta içerikleri fazladır. Bu nedenle şeker ve kalorileri daha yüksektir. Bundan dolayı tüketimi sınırlandırılmalıdır. Nişasta bulunduran sebzeler yerine brokoli, brüksel lahanası, biber, domates, kabak ve salata yeşillikleri gibi içerisinde nişasta bulunmayan sebzelerin tüketimi arttırılmalıdır.

Diyabet ve egzersiz

Egzersizin temel faydası kan basıncı ve kolesterol seviyelerini iyileştirici olduğu gibi kalp krizi ve felç riskini azaltmaktadır. Ayrıca kan şekerini kontrol etmeye de yardımcıdır. 30 dakikalık yürüyüş veya kuvvet antremanı vücudu insülin etkilerine karşı daha duyarlı hale getirmektedir. Tip 2 Diyabetin merkezindeki insülin direncini geçici olarak tersine çevirmektedir.

Egzersiz sırası ve sonrasında susuz kalmadığınızdan emin olmalısınız. Çünkü diyabet dehidratasyon riskini arttırmaktadır. Vücudumuzun susuz kalmaması için su tüketmeyi unutmayalım.

Egzersiz anında gelişebilecek ani kan şekeri düşüşlerini önlemek için ;

Egzersiz yaparken yanınızda şeker veya glikoz tabletleri bulundurulmalıdır.

Kan Şekeri Testi

Eğer kişi insülin iğnesi kullanan bir hasta ise egzersiz yapmadan önce mutlaka kan şekerini kontrol etmelidir.

Kişinin kan şekeri egzersizden önce 100 mg/dL ‘nin altındaysa onu arttırmak ve hipoglisemiyi önlemek için bir parça meyve veya küçük atıştırmalıklar tüketmelidir.

Uzmanlar kan şekeri 250 mg /dL ‘nin üzerinde ise egzersiz yapmama konusunda uyarmaktadır. Çünkü bu durumda yapılan egzersiz kan şekerini daha da yükseltebilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşırsanız mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Hipoglisemi (Düşük kan şekeri )

Kan şekeri 70 mg/dL’nin altına düştüğünde meydana gelir. Sıklıkla şeker hastalığına bağlı olarak görülür ; ancak bir çok hastalık ve yanlış beslenme düzeni hipoglisemiye sebep olabilmektedir. Semptomlar hipogliseminin şiddetine bağlı olarak değişir, ancak genellikle sinirlilik, sinirlilik, açlık, terleme, soğuk ve yapışkan hissetme, titreme veya titreme, hızlı kalp atışı ve baş dönmesini içerir.

Erken belirtiler farkedilemez, hızlı bir şekilde tedavi edilemezse kan şekeri daha da düşmeye devam eder. Bununla birlikte uyku hali, halsizlik, bulanık görme, konuşma bozukluğu, kafa karışıklığı, sakarlık, kişilik değişikliği, kavgacılık veya sersemlik gibi davranışlarla sonuçlanabilir. Çok daha ilerleyen hipoglisemi, nöbet veya komaya sebep olabilmektedir.

Hipoglisemi durumunda ne tüketilmelidir ?

2 yemek kaşığı kuru üzüm

1.5 çay bardağı meyve suyu

3 veya 4 glikoz tableti

Kan şekerinin ani düşüşlerinde (Hipoglisemi) hangi yiyeceklerden kaçınmalıyız ?

Çikolata, fıstık ezmesi, fındık, yağlardan kaçınmalıyız. Yağlar vücutta karbonhidrat emilimini yavaşlatır bu nedenle yağlı yiyecekler kan şekerini yeterince hızlı yükseltmezler.

Pros

Cons

Our Pick

$59.00

$59.00